Rabiaerdir

İyi Biri Olmak mı, Haklı Biri Olmak mı?

İyi Biri Olmak mı, Haklı Biri Olmak mı?

Özet

Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan ama çoğu zaman fark edilmeden iç içe geçen iki kavram vardır: “iyi olmak” ve “haklı olmak.” Bu iki tutum her zaman örtüşmez; kimi zaman haklı olmak, iyi biri olmamayı; iyi biri olmak ise hakkından vazgeçmeyi gerektirir. Bu makalede, etik ve psikolojik boyutlarıyla iyi biri olmanın ve haklı olmanın anlamı, aralarındaki çatışma ve bireyin hangisini seçtiğinde ne kazandığı veya ne kaybettiği sorgulanmaktadır.

1. Giriş: Sessiz Kalmak mı, Ses Yükseltmek mi?

Hepimiz günlük hayatımızda şu tür durumlarla karşılaşırız: Bir tartışmada haklı olduğumuzu bildiğimiz halde sırf huzur bozulmasın diye geri çekiliriz. Ya da birini kırmak pahasına doğruları savunuruz. İşte tam bu noktada şu soruyla karşı karşıya kalırız:
İyi biri mi olmalı, yoksa haklı biri mi?

Bu soru yalnızca bireysel ilişkileri değil; toplumsal davranış biçimlerini, ahlaki tercihleri ve insan doğasının çatışmalarını da gözler önüne serer.

2. “İyi Biri” Olmak Ne Anlama Gelir?

İyi biri olmak genellikle başkalarına zarar vermemek, empati göstermek, anlayışlı olmak, alttan almak, affetmek, yeri geldiğinde kendi hakkından feragat etmekle eşleştirilir. Toplum tarafından övgüyle karşılanan bu tutumlar, kişinin “iyi insan” olarak tanımlanmasına yol açar.

Ancak burada kritik bir soru ortaya çıkar:
İyi biri olmak bazen kendini ezdirmek midir?
Ya da daha ileri gidelim:
Birine “iyi” görünmek uğruna kendi değerlerinden ödün vermek midir?

Eğer iyilik, sürekli sessizlik, boyun eğiş ve uzlaşmaya indirgenirse, bireyin içsel dengesi bozulabilir.

3. Haklı Biri Olmak: Gerçeğin Savunuculuğu mu, Egosal Bir Direniş mi?

Haklı olmak, bir konuda doğruları savunmak, adaletin yanında durmak ya da kişisel sınırlarını korumak anlamına gelir. Ancak haklı olmak da her zaman "doğru davranmak" anlamına gelmez. Çünkü haklılık çoğu zaman karşı tarafı kırmak, çatışmaya neden olmak ya da ilişkileri zedelemek pahasına elde edilir.

Bazı insanlar için haklı olmak, bir tür kontrol ihtiyacıdır. O an için “ben demiştim” hissi tatmin edici olabilir ama uzun vadede yalnızlaştırıcıdır.

4. Haklı Olmakla İyi Olmak Arasındaki Çatışma

İyi olmak ve haklı olmak çoğu zaman karşıt pozisyonlarda yer alır. Örneğin bir tartışmada haklıysanız ama karşınızdaki sizi anlamıyorsa; bu hakkınızı savunmak mı gerekir, yoksa ilişkiyi korumak adına geri mi çekilmelisiniz?

Bu çatışma özellikle şu alanlarda sık görülür:

İkili ilişkilerde: Partnerler arası tartışmalarda biri haklı çıkmak ister, diğeri huzur ister.

Aile ilişkilerinde: Anne-babalar, çocuklarına haklı olduklarını gösterirken sevecenliğini yitirebilir.

İş hayatında: Doğru olanı savunmak bazen "uyumlu çalışan" imajını zedeleyebilir.

5. Peki Hangisi Daha Değerli?

Bu sorunun kesin bir cevabı yoktur. Ama bazı önemli noktalar şunlardır:

Haklı olmak, bireyin kendine ve değerlerine saygısını koruması açısından önemlidir.

İyi olmak, sosyal bağların sürmesi ve huzurun korunması açısından değerlidir.

Ama eğer iyi olmak sürekli susmak, ezilmek, tahammül etmek demekse; bu, sağlıklı bir iyilik değildir.

Aynı şekilde, haklı olmak karşıdakini küçük düşürmek, bastırmak ya da üstünlük kurmak haline geldiyse bu da sağlıklı bir haklılık değildir.

6. “Haklı Olmak mı, Mutlu Olmak mı?” İkilemine Bir Bakış

Bu ikilem, popüler psikoloji söyleminde sıkça duyduğumuz bir ifadedir. Mutlu olmayı seçenlerin çoğu zaman haklılıktan vazgeçtikleri düşünülür. Ancak burada asıl mesele şudur:
Mutluluk kısa vadeli bir huzur mu, yoksa uzun vadeli bir içsel denge mi?

Gerçekten tatmin edici bir yaşam, hem kendi değerlerine sadık kalmayı hem de insan ilişkilerini gözetmeyi gerektirir. Belki de mesele, "ya bu ya o" demek yerine, ne zaman haklı kalmalı, ne zaman iyi davranmalı sorusunu sormaktır.

Sonuç: İkisi de, Ama Doğru Zaman ve Niyetle

İyi biri olmak da, haklı biri olmak da değerlidir. Mesele bu kavramları körü körüne savunmak değil, nerede nasıl davranacağımızı bilmekten geçer. Bazen haklılıkla iyiliği buluşturmak mümkündür. Gerçek olgunluk, ne zaman susulacağını ve ne zaman konuşulacağını bilmektir.